YALNIZLIK 2 - 2018
İskender cam kenarında düşünceli bir şekilde radyo
dinlemektedir.
Radyodaki adam : Bu gece yalnızlığı konuşacağız. Yalnızlarla
konuşacağız. Paylaşılamayacak kadar güzel olan yalnızlıktan ve kurtulmaya
çalıştığımız yalnızlıklarımızdan konuşacağız. Eğer sende orada, eğer çok
yalnızsan, ama çok yalnızsan, gece karanlık, sabaha çok var ve hepimiz
yalnızız. Evet yalnızlar, şimdi yalnızlığın merkezindeyiz. Hattımızda yalnız
bir dinleyici var. Ne kadar yalnız acaba? Alo? Hıh, yalnızlıktan konuşamıyor
bile. Orada mısın? Alo?
İskender : Alo! Alo, ben mi konuşuyorum?
Radyodaki adam : Evet, sen konuşuyorsun. Yayındasın şuanda. Ve
sakin ol. Tane tane anlat bakalım. Kimsin? İsmin ne?
İskender : İsmim… ismim… haydut… Romantik Haydut…
Radyodaki adam : İsmini vermek istemiyorsun yani.
İskender : Evet. İsmimi verirsem o da beni terk eder diye
korkuyorum.
Radyodaki adam : Çok yoğun bir yalnzılık yaşıyorsun. Çok ağır
bir yalnızlığın ortasındasın galiba.
İskender : Kuduz bir köpek kadar yalnızım.
Radyodaki adam : Pekala. Yalnızlık dediğin nedir peki
Romantik Haydut?
İskender : Yalnızlık, yalnızlık gece ayazında sabaha kadar
beklemek gibidir. Isınmak için güneşin doğmasını beklersin ama o güneş hiçbir
zaman doğmaz. Yalnızlık, bulmadığın sevgiyi başka yerlerde aramak gibidir. Ne yaparsan
yap onu bulamayacağını bilirsin ama yinede denemekten vazgeçmezsin. Onun boşluğunu
hep başka şeylerle doldurmaya çalışırsın. Yalnızlık, aynı havayı soluyup da, bir
türlü yan yana olamamak gibidir. Aldığın her nefeste onun kokusunu duymak
istersin. Ama yapamazsın. Aldığın her nefes ciğerini acıtmaya başlar. Yalnızlık
dediğin, eski bir sandalyenin gıcırdamasıdır.
Radyodaki adam : Of be romantik Haydut! Ne yaptın? Yine mi
terk edildin yoksa?
İskender : Evet, yine terk edildim. Herkes terk edip gitti
beni. Sol kaburgam bile firar etti bedenimden. Aradan geçen zaman bile yetmiyor
unutmaya. Ettiğimiz kavgaları bile özlüyorum. Saçlarını okşamayı, ellerini
tutmayı, aniden boynuna sarılmayı, bana bakışını, karşımda duruşunu, hatta
arkasını dönüp yatışını bile. Ona yavaşça sokulmak, sessizce sarılmak,
omuzlarından tutup sımsıkı kendine çekmek… Ah yalnızlık… Yalnızlık, bir kapıyı
açıp dışarı çıkmaktır. O kapının dışında kalmaktır yalnızlık.
Yorumlar
Yorum Gönder
Lütfen saygılı bir şekilde yorum yapın, moralim bozulabilir yoksa