Kayıtlar

Yargılar Arasında Kendini Aramak

Resim
Hayattan herkesin çıkardığı derslerin farklı olduğunu anladığım yaşlardayım. Aynı kitabı okuyan insanların hayal dünyalarında farklı ortamların canlandığı örneğine benziyor bu.   Bazı çevrelerde insanlar, kendi tecrübelerini topluma veya bir nesle dayatıp tek yok kendilerinin zamanında ilerlediği yol olduğuna iddia ediyorlar. Ne kadar anlatmaya çalışsan da bir türlü anlatılamıyor. Aslında çoğu zaman bu çaba da boşuna. Kalabalıkların içerisinde kaybolmuş ve tekil dünyasını keşfedemeyen insanlar bunlar.   Hikâye tam olarak ne zaman başlıyor? Bu soruya cevap ararken tüketiyoruz ömrümüzü. Hayallerimizin peşinden gittiğimiz zamanlar başarısızlıkların bedellerini gerçekten çok ağır ödüyoruz ve hikâyeyi anlatmaya fırsatımız olmadan yargılayanlar ortaya çıkmaya başlıyor. Çünkü bu lanet toplum böyledir. Genel olmayanı yargılamaya aşırı derecede meyillidir. Bu sebepten toplumdan ve popülariteden uzaklaştıkça kendini buluyor insan. Bu durumda çok az insan kendini bulacak duruma getiri...

Sosyal Medya ve Ülkemiz

Resim
  2 Ağustos 2024 tarihinde, Instagram ‘’katalog suçlar’’ kapsamında erişme kapatılmıştı.   İdeolojik fikirler ayrılıkları ve farklılıkları söz konusunda mevcut hükümetin ne kadar da tahammülsüz olduğunu bilmeyen yoktur herhalde. İdeolojik ayrılıklardan kastedilen şey ise Hamas’ı terör örgütü varsayan Instagram’ın ‘’İsmail Haniye’nin’’ ölümü üzerine paylaşılan taziye mesajlarını içeren gönderileri kaldırması oldu.     8 gün süren ve ekonomimize zararı 16.000.000.000₺ olan Instagram Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun X üzerinden yaptığı ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak; katalog suçlar çerçevesinde uyguladığı politikalardan dolayı sosyal medya platformu Instagram’a 2 Ağustos tarihinde taleplerimize karşılık vermediği için erişim engeli getirmiştik. Baştan beri sosyal medya platformlarının Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına saygı duymalarını istedik. Instagram yetkilileri ile yürüttüğümüz görüşmeler neticesinde özellikle katalog suçlar çerçevesinde t...

Direnç ve Mecburiyetler: İçsel Mücadelenin Gölgesinde

Resim
    Gözlem yapmaktan bunaldığım zamanlardayım. Farkında olmanın her zaman mutluluk getirmediğini anladım. Hür irade ile karar verilemeyen çevrelerde bulunma mecburiyetinde, maruz kalınan cehaletin ve sıkıntının her zaman olgunluk vermeyen bir durum içerdiğini anlıyorum. Belki de gerçek olgunluk bu durumu anlamaktır ama her zaman çalışan bir kavram değil.   Saflık ve sevginin eziklik olarak görüldüğü bu tür çevrelerde duygusal ve mantıksal savunmanın hırçınlık ve aykırılık olarak görüldüğünü fark ettim, fakat bu bir sorun değil çünkü başka bir yolu yok. Sorun olan şey aslında sorumluluklardan kaynaklanan mecburiyetler. Her seferinde gerçekten daha iyisini bulana kadar olan katlanma mecburiyeti. Eşikleri aşma çabaları yorgunluk kaynağı haline gelmiş.   Her şeye rağmen durmadan ve pes etmeden uğraş verenlerin kazanacağına inandığım zamanlar olmuştu eskiden. Yaşama çabası içerisine girdikçe her zaman işe yaramadığını gördüm. Her şeyin yanında biraz şans olmalı insanda ...

Dokuma Vicdan - ŞİİR

Resim
Hicran dağlarında geçmiş aylar İçimdeki beni benden başka bilen yok Cereyan etmiş her gün daha en elzem hakikat Rüveyda destanlarımın sonu yok Dokumadır vicdanım sen bilmezsin Yetiş artık karlar saçlarıma yağmadan Gözlerimi seller basmadan Ruhum daha da ezilmeden yetiş Tut artık şu lanet ellerimi Gidelim, gidelim, gidelim Sonsuz kez gidelim Bulunmak istemiyorum artık

DÜNYA

Resim
 Kusura bakma dünya, ben seninle baş edemem. Sende hepsinden var. Bende hepsine yetecek ben yok. Hak edene benden bir ben var. Diğerlerini görmez zaten gözüm. Bakmasına bakar ama görmez işte. Düzenin böyledir bir şey diyemem dünya. Ama sen de beni anlayacaksın. Başka yolu yok dünya. Var olduğum sürece düzen budur bende. Nereye gider bu ışıklar buradan şuradan biraz daha uzaklara can ve canan biter solar güller ve günler Rüzgârlar duman olur tenha sokaklarda Kırmızı bir iz ve fazlası gibi Sebep aramadan gider yollar Mevsimler biter

Ben bugüne ait değilim.

Resim
Ben bugüne ait değilim.

Sevmeden geçer mi zaman ?

Resim
Yok ki sonrası durmuşsa zaman günün birinde, bozulmuş kalbin çok kırılmadan... Sevmeden geçer zaman....  

YALNIZLIK 2 - 2018

Resim
İskender cam kenarında düşünceli bir şekilde radyo dinlemektedir. Radyodaki adam : Bu gece yalnızlığı konuşacağız. Yalnızlarla konuşacağız. Paylaşılamayacak kadar güzel olan yalnızlıktan ve kurtulmaya çalıştığımız yalnızlıklarımızdan konuşacağız. Eğer sende orada, eğer çok yalnızsan, ama çok yalnızsan, gece karanlık, sabaha çok var ve hepimiz yalnızız. Evet yalnızlar, şimdi yalnızlığın merkezindeyiz. Hattımızda yalnız bir dinleyici var. Ne kadar yalnız acaba? Alo? Hıh, yalnızlıktan konuşamıyor bile. Orada mısın? Alo? İskender : Alo! Alo, ben mi konuşuyorum? Radyodaki adam : Evet, sen konuşuyorsun. Yayındasın şuanda. Ve sakin ol. Tane tane anlat bakalım. Kimsin? İsmin ne? İskender : İsmim… ismim… haydut… Romantik Haydut… Radyodaki adam : İsmini vermek istemiyorsun yani. İskender : Evet. İsmimi verirsem o da beni terk eder diye korkuyorum.   Radyodaki adam : Çok yoğun bir yalnzılık yaşıyorsun. Çok ağır bir yalnızlığın ortasındasın galiba. İskender : ...

BİR DELİNİN NOTLARI SERİSİ - 2018

Resim
Uzun yıllardır arşivimde olan, en yakınlarım haricinde kimsenin haberi dahi olmayan eski bir yazı serimi sizlerle paylaşmanın zamanı geldi! Başlıkların yanındaki tarihler %100 gerçek olup herhangi bir sahtelik içermemektedir. BİR DELİNİN NOTLARI — 02.04.2018 Pazartesi 14:20 Değerin değeri kalmamıştı. Candan öte olan duygular yerini feshetmişti. Sadece zevkler tartışılıyor, karakter uzaklaşıyordu. Böyle bir zamanda benliği kaybetmek en yüksek olasılıktı. Nitekim de öyle oldu. Yürekten gelen kör ateş vücuda yayılmıştı. Çare ile çaresizlik arasında giden incecik ruhum sıkıldıkça can suyumdan mahrum bırakmıştı beni. Ömür dedim, dişimi sıktım. Ancak bu ömrün fragmanı mıydı? Yoksa bu karamsarlık bana verilen kader miydi? Düşüncelerimi en yakınıma bile anlatamıyorken neden umut yolunda mücadeleye kalkışmalıydım? Ruhun inceliği miydi içimdeki ateşli körükleyen, yoksa yediğim darbeler miydi? Bu sorulara cevap bulabilmek için günlerimi hatta haftalarımı feda ettim. Öznellik, herkesleşmek kadar ...

NEREYE BÖYLE ?

Resim
Şehirler yükseliyor, artık ağaçlara tepeden bakıyoruz. Gölgesi yetmiyor, mevsimi olmasa dahi meyvesini arıyoruz. Kararmış, bitmiş, tükenmiş hayatların gölgeleri popülizmde gün yüzüne çıkmıyor. İşte insan budur göstermek istemez saklar sır gibi ama kendinden kaçamaz. Ararsın durursun, şuradan sonra rahatım dediğin mücadele tohumlarını. Ama anlarsın ki yolun sonu yok. Varsa da ölümdür ki ondan da korkarsın basitçe vazgeçmeyi yediremediğinden. Ötesinden kıyısından yalnızlıkla yüzleşirsin. Etrafındaki onlarcasına rağmen. Aslında onlar da olmak istediğinden değil meçhul mecburiyetlerden oradalar. Gözlerinden anlarsın. Anlayıp da beklersin içine işlesinler diye. Bunlar boşa, bunların hepsi nafile. Sahteliklerini göremeyecek kadar kör olmaktan vazgeçtiğinde kalbinde hissedeceksin bunu. Yalnızlığın ne olduğunu ilk defa orada anlayacaksın. Kendine dost edindiğin şarkılar da terk edecek bir gün seni. Gözbebeklerin büyüyecek o farkındalıkta. Sahillerde ışıkları net göremeyecek kadar, hislerin...

KOLAY DEĞİLDİR #Askerlik

Resim
           Şu an doğuda askerlik hizmetimi yapmaktayım. Bu süreçte hem kendi tecrübelerimi arttırmak hem de askere yeni gidecek olanların merakını gidermek amacıyla XYZ Asb. Açvş. ile bir röportaj gerçekleştirdim. Çayınızı çorbanızı hazırlayın, başlıyoruz.   Soru: Rütbe ile ego arasında nasıl bir bağ var? Yaşadığınız bir olayla bu bağlama bir örnek verin. Cevap: Ego tatmini kişiseldir, rütbe ile alakalı değil. Rütbeyle ego tatmin eden insan boştur.   Soru: Askerlik rütbeli veya rütbesiz olarak insana ne gibi değerler katar? Cevap: Her şekilde aynı değerleri katar. Yeni insanlar tanıyıp insanlara olan bakış açıları değişir. Hayata karşı bir hazırlıktır.   Soru: Problem çözme yollarınız nelerdir? Cevap: İlk olarak problemin üstüne giderim. Konu hakkında eksik bilgilerimi gideririm. Alternatif yollar ararım. Yine de çözemezsem bilene danışırım.   Soru: Hayat felsefeniz nedir? Cevap: Az laf çok iş.   So...

ISPARTA, ÜNİVERSİTE HAYATI VE FAZLASI

Resim
  Bu yazımda sizlere üniversite yaşantımdan, okulumdan ve diğer tecrübelerimden bahsedeceğim. Ben üniversiteye gitmeden önce bir yıl mezuna kalmıştım. Mezuna kaldığım süreçte aslında benim için o kadar da önemli bir yermiş gibi gelmiyordu. Sonrasında yeniden sınava girdim ve Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı bölümünü kazandım. Sonrasında blog sayfamda yayınlamak ve anılarımı unutmamak için benim için önemli sayılabilecek bazı kilometre taşı sayılan yerleri not aldım. Hem Bilgisayar Programcılığı bölümünü okuyacak olanlara hem de üniversiteye hazırlananlara bilgilendirici bir yazı olacağını düşünüyorum. Üniversiteye başlamadan önce kendime bir dizüstü bilgisayar (Lenova İdeapad 320) aldım. Ekstra olarak da harici bir monitörüm (LG W1934S-PF) vardı. Üniversiteye ilk başladığım sene pandemi vardı ve okullar uzaktan eğitim ile derslerini sürdürüyordu. İlk dersimiz danışman hocamızlaydı. İlk olarak okul ve bölüm hakkında bilgilerin olduğu bir ...

DÜNYANIN EN İĞRENÇ JÜRİSİ: elalem

Resim
Elalem her zaman bir şeyler der. O konu da fikri olmasa dahi sürekli o konunun uzmanıymış gibi yorumlarda bulunur. Yorumda bulundukları kişinin bu tutumdan nasıl etkileneceklerini de hiç umursamazlar. Özellikle bizim toplumumuzda sıkça görülen bir şeydir. İnsanlar üzerlerine vazife olmayan ve onları zerre kadar ilgilendirmeyen konularda sürekli bir kötü yorum ve insanı aşağılayan çıkarımlarda bulunurlar. Bu insanların tamamına yakını zeka düzeyleri taban seviyede insanlardır. Ve bunun farkında olmadıkları için her zaman kendilerini haklı zannederler. Durum böyle olunca da bunlara laf anlatmak hiç de kolay olmayacaktır. İnsanların bu şekilde davranmalarının esas sebebi eğitim düzeylerinin düşük olmasıdır. Sağlıklı düşünen ve kendisini yetiştirmiş bir insan zaten bu tarz davranışlardan kaçınacaktır. Onlar kendi yapamadıklarını diğer insanların yapmasını da istemezler çünkü başarı ve güzellikten mahrum kalmışlardır ve çevredekilerin de aynı durumu yaşamasını isterler aşağılık bir şeki...

ÖZSAYGI VE ERDEM ÜZERİNE

Resim
İnsanların saygılarından bahsetmek istiyorum bugün sizlere. Daha çok saygısızlıklarından desek daha doğru olur aslında. Yetiştirilişten itibaren özsaygı kavramını kabullenememiş insanları çevrenizde bir hayli görmüşsünüzdür. Bu insanlar kendilerine saygısı olmadıkları gibi diğer insanlara da saygılı davranışlar sergilemezler. Karşısında saygı bekleyen birileri olduğunda ise genelde sinirlenirler ve bu sinirlerini belli etmek için çeşitli hareketlerde bulunurlar. Bu çoğu durumda sindirilemez tepkiler haline gelebilir. Böyle insanlardan uzak durmakta fayda var fakat uzak duramıyorsak bazı çıkış yolları bulmak zorundayız. Bu yollardan bazılarını aşağıya yazdım. 1-       Eğer dinlemesini kısmen başarabilen birisi varsa karşımızda, dikkatli bir şekilde saygının ve sevginin öneminden bahsedebiliriz. Bu şu şekilde olacaktır; kişinin saygıya ihtiyacı olduğunu, eğer saygı ihtiyacını karşılayamazsa çevresine de bu davranışı gösteremeyeceğini güzel bir dille anlatmak b...