UMUT, CESARETİN YARISIDIR !
İnsanın yaşam kaynağıdır umut. Çünkü umudu olmayan bir kişinin vazgeçmesi kolay olur. Umudundan yola çıkıp cesaretlenmeyen ve bu yüzden vazgeçen de bir hayli fazladır. Çünkü olması gerektiğini düşündüğü şey için mücadele etmeyip hüsrana uğramaktan korkmuştur. Umut etmeden hayallere de dalamaz insanoğlu. Hayallerin büyüklüğüne göre de şekillenir hayat nihayetinde. Yani umut ile hayali aynı kefeye koyabiliriz. Ve elbette şunu da unutmayalım ki Balzac’ın da dediği gibi umut, cesaretin yarısıdır. Ve umut her durumda cesaret verir.
Cesaretsiz bir umut sönük bir el feneri gibidir, çalışıyor dersin fakat aydınlatmaz.
Yaşantımıza ne kadar çok şey sığdırabilirsek, anılarımızla
anılma olasılığımız o kadar artacaktır. ‘’Seni hatırlayan son kişi öldüğünde
gerçekten öleceksin’’ sözü aslında çok doğru. Varlığımızın toplamı zaten
tecrübelerimiz. E öyleyse, neden cesaretsizliğimizin esaretinde kapanalım ki
içimize? Bir kere geldik bu dünyaya, sonrasındaki hayatın nasıl olacağı kişinin
inancına göre değişir. Farkına varalım.
Kabuğumuzu kırmaya niyetlendiğimiz o gün hayatımızın dönüm noktası olacak. Bu her konuda böyledir. Umuttan yola çıkan değişimi yaşamaya korkmamalıyız. Çünkü geri çevirdiğimiz her fırsatın ukde olarak kalma ihtimali var. Zamanın boşluğundan çıkamazsak umutlarımızın önünü nasıl açabiliriz ki? Parçaladığımız kabuğa sonradan baktığımızda bize kuvvet veren bir görüntü görebilmek için, içimizdeki enerjiyi bazı kilit duygularla bağdaştırmamız gerecektir elbette. O duygular ise umut ve cesarettir. Bu iki şey her zaman birbirini tetikler. Gerekli çabadan sonra arkamıza yaslanıp, huzurun tadını çıkarmaktan başka ne insanı bu kadar mutlu edebilir ki?
YÜRRRRRÜ BE KİM TUTAR SENİ
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSil