AĞIR AĞIR DÜŞERİM SEMALARDAN

 

Gözlerinden kan süzülüyordu. İçindeki haksızlıkların sancısı kalbine işliyordu sanki. Sonra biraz odasının duvarını inceledi. Boş bakmaktan başka aklına gelen bir şey yoktu. Ağlamak bile rahatlatmayacaktı artık, biliyordu.

Son kadehini kaldırdı. Aklından geçenler felaketti. Kendine biraz daha zaman tanımak istedi. Bundan emin olamasa da biraz daha beklemeyi seçti. Sonrasında ceketin giyip dışarı çıkıp yürümeye karar verdi. Boş sokaklarda yürürken bir yandan da sürekli düşünüyordu. Sindirilmeyecek olayların acıyan yarasını. Kıvılcımlar öylesine hızlıydı ki, göremeden şimşeği duyuyordu. Zihni sanki mezarı olmuştu.

Birden yağmur yağmaya başladı. Düşen damlalar umurunda bile değildi. Belki de yorulan gözyaşlarının habercisiydi düşen damlalar. Artık tutmamaya kadar vererek serbest bıraktı hepsini. Sonrasında zaten yere çökmüştü. Bomboş olan sokaklarında şimdi milyonlarca gözyaşı vardı. Belki onlar arkadaşlık edecekti ruhuna. Haykırışlarını görebilen tek şey göklerden gelenlerdi.

Fazlasıyla yorgun düşmüştü. Son bir gayret içerisinde tekrar evine geldi. Kadehinde sadece bir yudum kalmıştı. Gözü bir anlığına onu arasa da sonrasında penceresine yöneldi. Gürüldeyen gökyüzüne baktı keskin gözleriyle. Dışarıda sıradan bir kış gecesi olsa da içerisinde dinmeyecek bir ayaz vardı.

Artık kaldıramayacak kadar yükü vardı. Üstesinden gelmeye çalıştığı her şey elinde patlamıştı. Hiçbir şey için bir kez daha kendini zorlamak istemiyordu. İçeriden şişesini getirdi. Yarım kalan şişesinden biraz daha doldurdu. Ağır ağır yudumlarken kadehindekini bir yandan da titremeye başladı.

Zaman geliyordu artık. Kum saati son zerrelerini akıtıyordu. Fırtınaların şiddeti dinmeyecek kadar artmıştı.

Eline aldığı hançerle duş aldığı küvete oturdu. Son darbe gelmek üzereydi. Daha bileklerine vurmadan film şeritleri gözünün önünden geçmeye başlamıştı bile. Değişik bir trans halindeydi. Son darbe geldiğinde ise artık başı dönmeye başlamıştı. Sonrasında gözleri açılıp kapanıyordu yavaş yavaş.

Ve artık her şey bitmişti. Gözlerinin son gördüğü şey ise bileklerinden süzülen değil, yüreğinden düşürdükleriydi…

 


 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Direnç ve Mecburiyetler: İçsel Mücadelenin Gölgesinde

Dokuma Vicdan - ŞİİR

BİLİNMEYEN CENNET: TURNALI